Pendik Pedagog – Yetişkinler yaşadıkları sorunları anlatma ve çözüm bulma konusunda çocuklara göre daha avantajlıdırlar. Çocuklara göre kendileri daha iyi ifade edebilirler. Kelime dağarcıkları daha fazladır. Duygularını tanıma ve durumu değerlendirme konusunda daha başarılıdırlar. Ayrıca bir çok yetişkinin bir hayat tecrübesi ve zorlandığında destek alabileceği bir sosyal çevresi vardır.

Oysa çocuklar bu özelliklere sahip değildirler. Bir çok konuda zorlansalar da destek istemede ve çözüm bulmada yeterli bilgiye ve beceriye sahip değildirler. Çoğu zaman yaşadıkları zorluklarda sanki konu ile ilgisi yokmuş gibi bambaşka bir yönden tepki verebilirler. Örneğin; yemek yeme problemi olan bir çocuk aslında anne babasının baskıcı ve kırıcı tutumlarına karşı böyle bir davranış geliştirmiş olabilir. İlk başta çok ilgisizmiş gibi görünen durumlar arasında bile bağlantı olabilir. Çocuğun sorun davranışların ardında çok farklı dinamikler olabilir. Çünkü çocukların yetişkinlere göre sorun olan davranışları aslında onların yardım çığlıklarıdır.Bu yardım çığlıklarını iyi değerlendirmek gerekir.

Eğer bir çocuk normal hayatına devam ederken kendisine ve çevresine zorluk yaşatıyorsa ya da yaşamdaki işlevselliği yaşadığı sorundan dolayı azalıyorsa mutlaka bir destek alınmalıdır. Ebeveynler bazen sorunu görmezden gelip örtbas etmeye çalışabilmektedirler. Sorun ciddi bir temelden besleniyor ise bu görmezden gelme çabaları asla işe yaramıyacaktır. Hatta tam tersi sorunun büyümesine veya şiddetin, yoğunluğunun artmasına sebep olacaktır.

Diğer bir konuda çocuğun yaşadığı çevrede yakın kişilerin gözlemlerinin dikkate alınmalıdır. Çocuğu her gün gören öğretmeni ya da yakın akrabaları da çocuk ile ilgili gözlem ve bilgi paylaşabilirler. Bu söylemleri dikkate almak ve doğruluğunu tespit etmek için çocuk takibe alınabilir. Bazen ebeveynin görmek ya da kabullenmek istemediği sorunu başka bir yetişkin net şekilde ortaya çıkarabilir. Bu tarz durumlarda savunmaya geçmek ya da rededetmek yerine anlamaya çalışmak önemlidir.

Çocuğun çevresine uyumunu bozan her türlü sorun ve davranışlar çocuğa, ailesine zorluk yaşatacaktır. Yaşı kaç olursa olsun çocuk gelişimine uygun olmayan davranışlar sergiliyorsa takip edilmelidir. Sorunun fizyolojik nedeni olabileceği gibi psikolojik nedeni de olabileceği unutulmamalıdır. Çocuk çevresi ile yaşına uygun sağlıklı, mutlu ve uyumlu bir ilişki kuramıyorsa, bu uyumu bozan davranışlar sergiliyorsa, gelişimsel olarak yaşıtlarından farklıysa bir uzmandan destek alınmalıdır. Çocuğu anlamaya çalışmak ve sorununa destek olmak ilerde sağlıklı bir yetişkinliğe geçmesi için de gereklidir.

Ne zaman bir çocuk terapiye gelmelidir?

Bunun tek bir yanıtı yok aslında… Her çocuk biricik ve özeldir. Çocuk yaşamın içinde yorgun, üzgün, çaresiz ve zorlanmış hissediyorsa çok yara almadan ve çok geç kalmadan terapiye alınmalıdır. “Çocuktur geçer” dememek ve her çocuğu kendi öznelliğinde değerlendirmek faydalıdır. Mutlu, huzurlu ve geleceğe güvenle bakan çocuklara ve çocukluklara kavuşmak dileğiyle…