“İnkar etmekten başka yaptığın hiçbir şey yok!”
İnkar; gerçeğin yok sayılması ve reddedilmesidir. Etrafımızda söylenilen çoğu şeyi kabullenmeyip inkar eden kişiler vardır. Siz ne söylerseniz söyleyin asla kabullenmezler. İnkar etme çocukluk döneminden itibaren kullanmaya başladığımız bir savunma mekanizmasıdır. Çocuk zihninde “ben bir şeyin olmadığına inanırsam karşımdaki de inanır” diye düşünür. Çocukluk döneminde bu normal bir gelişimsel süreçtir. Yetişkin olduğumuzda da zaman zaman yaşam içerisinde kullanmaya devam ederiz. Ancak çok yoğun kullanılması kişinin kendi ruhsal süreci ve ilişkileri açısından problem oluşturabilir.
İnkar aynı zamanda yas sürecinin beş evresinin ilk basamağı olarak kabul edilir. Sevilen birinin ölümünün kabullenilmemesi durumudur. O varmış gibi yaşamak, onun hala orada olduğunu düşünmek ve onun için bir şeyler yapmak. Yemek yerken sofraya bir tabağın hala konması; onun geleceğine dair umudun beslenmesidir. Yas sürecinde bu evre olması gereken dönemlerden biridir. Ölümün travmatik bir etki oluşturması bu süreci uzatabilir. Kişinin normal yaşantısına geri dönüş sağlayabilmesi için artık diğer evrelere yavaş yavaş geçiş yapması sağlıklı olandır.
Günlük hayatımızda ne zaman zarar verici boyuta ulaşır?
Hasta olan birinin hastalığını kabullenmeyip ben hasta değilim diyerek tedavi olmayı reddetmesi. Akademik başarısı düşük olan bir kişinin bunu kabullenmeyip aslında gerçekleşme ihtimali çok düşük olan çok yüksek puan isteyen bölümlerdeki meslekleri tercih etmesi. Evi yanan bir kişinin kendini ateşe atarak ailesini ve eşyalarını kurtarmaya çalışması. Bir kişinin benim her şeye gücüm yeter diyerek riskli davranışlar gerçekleştirmesi gibi durumlar örnek olabilir. Kişinin ruhsal ve bedensel sağlığı açısından sorunlar oluşturabilir.
Peki nasıl olur da kişi gerçeği göremez?
İnkar etmek gerçekliğe temas etmemektir. Kabullenmeyi tercih etmek gerçeğe temastır ve bu kişiye acı verir. Bu acı duygusundan uzaklaşmak için de inkar seçilen yollardan biridir. Arka planda hissedilen duygu yoğun geldiğinde ve bu duyguyu kaldırabilme potansiyelini kendimizde hissetmediğimizde kullandığımız telafi yöntemlerinden biridir. Duygunun yoğunluğu arttıkça inkar artar. İnkar arttıkça dış ve iç dünyanın gerçekliğini kaybetmesi artar.
Duygu kapasitesini arttırma, Duygularını ifade etme, duygularının karşı taraftan kabullenilmesi ve gerçekliğe dair acı veren durumun yasının tutulması inkar mekanizmasının azaltılmasına ve gerçekliğe teması arttıran yöntemlerden biridir.
Size yakın geldiyse ve kendi hayatınızdan izler bulduysanız, iç dünyanızda güçlük çekiyorsanız bir psikolog desteği alabilirsiniz.
Uzman Klinik Psikolog Nurcan AKDENİZ