İnsan beyni kişinin doğal yaşantısını bozmamak ve olağan durumu korumak adına kimi zaman kaldıramayacağını düşündüğü acı verici anıları / yaşantıları gömer ve hiç yaşanmamış gibi zihnin derinliklerinde gizler. Böylece kişinin bildiği yaşantı herhangi bir sekteye uğramamış, bir dalgalanma göstermemiş olur. Peki biz bu yaşantıdan rahatsız olduğumuzda ve değiştirmek istediğimizde beynimiz buna ne tepki gösterir? Çoğunlukla kendimizi iyileştirmek ve zorlantı yaşadığımız konular hakkında destek almak için terapiye gideriz. Konu gerçekten kendimizi iyileştirmeye ve rahatsız olduğumuz durumu düzenlemeye geldiğinde ise bu amaca ters davranışlar sergilediğimizi gözlemleyebiliriz. Örneğin kendimiz için gittiğimiz terapimize sürekli geç kalabilir ya da sık
sık erteleyebiliriz. Belki çok çalıştığımız bir sınavda bilmemize rağmen doğru şıkları işaretlemeyebilir belki de o sınavı kazanmayı istesekte hiç çalışmamış olabiliriz. Kendimizi; bize hizmet eden, istediğimizi düşündüğümüz gelişmeleri baltalarken bulabiliriz. Bu süreçler genellikle bilinç dışı şekilde gerçekleşir. Bu davranışları bile bile yapmayız; tanıdık olduğumuz yola sadık kalmak, hep bildiğimiz sonuçlara ulaşmak için farkında olmadan
gerçekleştiririz. Ömrümüz boyunca tekrarladığımız davranışları, insanlarla ilişkilerimizi, hayatı anlayış ve algılayış biçimlerimizi hemen değiştirmemiz elbette ki kolay olmayacaktır. Kişi ne kadar rahatsız hissetse de bu davranışları / düşünceleri değiştirmek istese de bildiği tek sistem budur. Sistemin yıkıldığı ve yerine başka sistemin geldiği bir dünya bilinmezliklerle dolu, zorlu bir yol gibi düşünebilir. Kimi zaman ilk defa yaşadığımız sorunlarla baş etme
konusunda zorluk yaşayabileceğimiz gibi tanıdık olmadığımız iyi hissetme ve kendimiz için bir şeyler yapma konusunda da zorluk yaşamamız doğaldır. İnsanın kendi için çıktığı yolculukta yaşadığı güçlükler, duraksamalar, kendine koyduğu engeller direnç olarak adlandırılır. Direnç aslında değişimin habercisidir. Nerelerde direncin
çıktığını ve kendimizi engellemeye başladığımızı fark edersek orada değişim baş göstermiş demektir. Potansiyelinizi ortaya koymak, kurduğunuz ilişkilerin kaliteli ve gerçekçi olması, yapılan işte verimlilik gibi sizi ileriye taşıyacak hedefleriniz varken tam tersi davranışlarınızı gözlemliyorsanız durun ve geri çekilin. Gerçekten ne istiyorsunuz ve buna yönelik neler yapıyorsunuz? Neler hissediyorsunuz? Bu istekleriniz sizin için ne demek ve bu isteklerinizi neden görmezden geliyorsunuz? Bu direnciniz neye karşı? Hangi durumlarda ortaya çıkıyor? Kendinize sormak hatta sadece bu davranışlarınızı fark etmek bile direnci anlaşılmasında büyük rol oynamaktadır. Bilmediğiniz bu duruma karşı direnç yaratılmışsa orada sizi zorlayacak ya da kendinizi korumak isteyebileceğiniz değişimler olabilir. Bu nedenle direnç terapide de önemli bir veridir ve danışanı daha iyi anlamakta terapiste yardımcı olur. Direnç fark edildikçe ve bilince çıktıkça bizi engelleyen bir durum olmaktan uzaklaşır. Bilmediğimiz becerilerimiz belki görmek istemediğimiz yeteneklerimizi fark edebilir ve sahip olduğumuz potansiyeli daha iyi kullanabildiğimizi gözlemleyebiliriz.

 

   Psikolog
Tuğba Uysal