Bir çocuğu ne mutlu eder? Bu sorunun tek bir cevabı yoktur. Sevgi, ilgi, şefkat, merhamet ve birçok olumlu duyguların cevap olarak sayılması muhtemeldir. Bu duygulardan akla ilk gelen ise genelde sevgi/sevilmek olmuştur. Peki ya sevgiyi nasıl ifade edebiliriz? Sevildiğimizi nasıl anlarız? Sevgimizi nasıl gösteririz?

Dünya üzerinde insanın en temel ihtiyaçlarından biri sevgi duygusu olarak kabul görmektedir. Sevgiyi göstermenin ise farklı yolları olduğu bilinmektedir. Bazı insanlar sevginin sözcüklerle ifade edilmesini ister. Bazı insanlar destekleyici davranış ve tutumlar sonucunda sevildiğini hisseder. Bazıları ise fiziksel temasın sevginin en belirleyici özelliği olduğunu düşünür.

Çocuklar yetişkinler gibi değillerdir, sözcükleri anlayıp yorumlamakta henüz ustalaşmamışlardır. Davranışları daha iyi anlar ve davranışlardan sonuç çıkarmakta daha iyidirler. Çocukların sevgiyi hissettikleri ve gösterebildikleri en temel yöntemleri ise fiziksel temastır.

Dünyaya geldiklerinde kurdukları ilk bağ anneyle fiziksel temas yoluyla olmaktadır. Annenin tenine, kokusuna, sarılmasına ihtiyaç duymaktadırlar. Ağladıklarında, üzüldüklerinde, korktuklarında, mutlu olduklarında ve birçok duygularında anne ve babayla kurdukları fiziksel temasta rahatlama, sakinleşme ve duygu paylaşımını gerçekleştirirler. Bazı zamanlarda sadece anne ve babanın sevgisini hissetmek istediklerinde fiziksel temasa ihtiyaç duyarlar.

Sarılma, saçların okşanması, sırtın sıvazlanması, ellerin tutulması ve öpme çok basit eylemler olarak görülse de çocukların biyolojik ve psikolojik gelişimindeki etkisi düşünülenden çok daha fazladır. Çünkü çocukların yeme, içme, tuvalet ihtiyaçları gibi anne ve babanın sevgisini hissetme ihtiyacı da hayati önem taşımaktadır. Çocukların ihtiyaç duyduğu bu sevgiyi fiziksel temas yoluyla onlara aktarabilmek oldukça önemlidir. Bazen bir sarılma bazense özenle kurulan bir göz teması ve saçların okşanması böylesine hayati bir ihtiyacın karşılanması için yeterli olabilir.

Özellikle yaşamın ilk iki yılında ebeveynin çocuğa bol bol fiziksel temas etmesi ve sevgisini bu şekilde göstermesi çocuğun duygusal olarak doyurulmasını sağlamaktadır. Çocukluk çağına geldiğinde bu duygusal doyumun yaşanmış olması çocuğun daha sağlıklı ve olumlu bir ruhsal gelişim göstermesine yardımcı olmaktadır. Bol bol sarılma, öpme, kucaklama, saçların okşanması ve göz teması gibi fiziksel dokunuşlar bir çocuğun kendisini sözcüklerle ifade edebilme sürecine kadar sevgiyi hissetmesi için en kısa ve yoğun sevgi alma yöntemidir.

 

 

 

 

 

Selin AKYÜREK