Dijital teknolojinin yaygınlaşması, çocuklar için eğitimden eğlenceye, arkadaşlık ilişkilerinden oyunlara birçok fırsat sunuyor ancak, aşırı ekran kullanımı, çocukların sağlığına ve gelişimine zarar verebilir. Ebeveynler olarak, çocuklarımızın ekran sürelerini yönetmek ve dengeli bir dijital yaşamı destekleme konusunda kilit bir rol üstlenmeliyiz.

Ekran bağımlılığı: Telefon, bilgisayar, tablet ya da farklı bir ekrana sahip nesneler ile sürekli,gereksiz ve denetimsiz bir biçimde kullanma ve bu sürekli kullanmanın sonucunda kişisel görevlerini yerine getirmede problem yaşama durumu olarak nitelendirilmektedir. Ekran bağımlılığı ile ilgili literatürde risk grubunun en önemli değişkeninin yaş olduğu belirtilmiştir. Problemli bir şekilde internet kullanım yaşının erken dönemde başlanılması sonucunda bağımlılığa yönelik olasılıkta o kadar yükselmektedir.

Sosyal İlişkiler Üzerindeki Etkileri:

  • İzolasyon: Ekran bağımlılığı, çocukları diğer insanlarla etkileşimden uzaklaştırabilir. Aşırı video oyun veya sosyal medya kullanımı, çocukların fiziksel dünyadan soyutlanmalarına neden olabilir. Ebeveynler ve çocuklar arasındaki iletişimi zorlayabilir ve aile içi etkileşim azalabilir. Ayrıca çocuklar, online dünyada daha fazla vakit geçirirken, gerçek dünya arkadaşlıkları ihmal edilebilir ve iletişim kurmak yerine, sanal dünyada tanıdık olmayan kişilerle çok fazla vakit geçirir. Bu durum, yalnızlık hissine yol açabilir.
  • Empati Eksikliği: Ekranların önünde çok zaman geçirmek, duygusal zeka ve empati gelişimini olumsuz etkileyebilir. Çocuklar, yüz yüze iletişim kurma pratiği eksikliği yaşar, diğer insanların duygularını ve ihtiyaçlarını anlama becerilerini kaybedebilirler.

Davranışlar Üzerindeki Etkileri:

  • Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite: Bazı araştırmalar, aşırı ekran kullanımının dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) riskini artırabileceğini göstermektedir. Bu, çocukların odaklanma ve düzenli davranma becerilerini zayıflatabilir.
  • Dikkat Dağıtıcı İçerikler: Televizyon programları, video oyunları ve diğer ekran içerikleri, hızlı görsel değişiklikler ve dikkat dağıtıcı özellikler içerebilir. Bu tür içerikler, çocukların dikkatini dağıtarak odaklanma güçlüğü yaşamalarına neden olabilir.
  • Sınırlı Fiziksel Aktivite: Uzun süre ekran karşısında oturmak, çocukların fiziksel aktivitelerini sınırlayabilir. Fiziksel aktivite, DEHB semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir
  • Uyku Sorunları: Ekranlardan yayılan mavi ışık, melatonin üretimini engelleyebilir. Yetersiz uyku, davranış sorunlarına ve öğrenme zorluklarına neden olabilir.
  • Uyaran İçerikler: Akşam saatlerinde şiddet içeren, uyarıcı veya korkutucu içerikler izlemek, çocukların zihinlerini uyararak uykusuzluğa yol açabilir.
  • Düzensiz Uyku Saatleri: Ekran bağımlılığı, düzensiz uyku saatlerine neden olabilir. Düzensiz uyku saatleri, çocukların biyolojik saatlerini bozabilir ve uyku sorunlarına yol açabilir.
  • Şiddet ve Agresyon: Şiddet içeren medya içeriği izlemek, çocuklarda şiddet ve agresyon eğilimlerini artırabilir. Şiddeti normalleştirebilirler ve şiddet içeren davranışları daha kabul edilebilir görmelerine yol açabilir. Bu, okulda ve arkadaşlık ilişkilerinde sorunlara neden olabilir.
  • Bağımlılık ve Kaçma Davranışları: Ekran bağımlılığı, çocuklarda bağımlılık ve kaçma davranışlarına yol açabilir. Kaçma davranışı, kişinin zorluklar, stres, kaygı veya duygusal sorunlar gibi olumsuz duygusal deneyimlerle başa çıkmak için bir tür kaçış veya meselelerden uzaklaşma yoluna başvurmasını ifade eder. Kişinin uzun vadede sorunları daha da artırabilir, çünkü temel sorunlarla yüzleşmek yerine kaçış yolları aramak, sorunları çözmez. Bu nedenle, çocukların duygusal sorunlarına başa çıkmaları ve sorunlarıyla yüzleşmeleri için sağlıklı ve etkili yöntemler öğrenmeleri önemlidir.

Sonuç olarak ebeveynler, çocuklarının ekran sürelerini düzenlemek ve dengeli bir dijital yaşamı desteklemek için büyük bir sorumluluk taşırlar. Her yaş grubu için önerilen ekran sürelerini anlamak ve bu süreleri uygulamak, çocukların sağlıklı bir şekilde büyümelerine ve gelişmelerine yardımcı olabilir. Aileler, çocuklarının teknolojiyi bilinçli ve sorumlu bir şekilde kullanmalarını teşvik ederek, gelecek nesillerin daha dengeli bir dijital yaşam sürmelerine katkı sağlayabilirler. Unutmayın ki, ebeveynler olarak sizler, çocuklarınızın rehberi ve örnek modelisiniz.

 

 

Eda AKTÜRK

Uzm. Klinik Psikolog