Bilişsel çarpıtma veya çarpıtılmış düşünce olarak da adlandırabileceğimiz düşünce hatalarını, danışanın yaptığı istikrarlı yanlış ve yardımcı olmayan düşünceleri olarak tanımlayabiliriz.
Danışanı rahatsız eden düşüncelerin çoğu çarpıtılmış ve gerçekdışıdır. Bu durum tüm insanlara özgü olsa da duygusal sıkıntı ile artar ve danışanın işlevselliğini olumsuz yönde etkiler.
En sık yapılan düşünce hataları; “ya hep ya hiç” tarzı düşünme, kişiselleştirme ve suçlama, felaketleştirme, duygusal mantık yürütme, “-meli/malı” ifadeleri, zihinsel filtre, olumluyu yok sayma, aşırı genelleme, etiketleme, sonuca atlama(akıl okuma ve geleceği okuma).
“Ya hep ya hiç” Tarzı Düşünme: Kişi kendi dahil insanları, durumları ve dünyayı aşırı uç noktalarda değerlendirir. Olaylar ya siyah ya beyazdır, gri noktalara yer yoktur. Örneğin; “Bu sınavdan düşük aldım, berbat bir öğrenciyim, başarısızım.” ya da “Çocuğuma bağırdım. Diğer anneler gibi iyi bir anne değilim.”
Kişiselleştirme ve Suçlama
Kişiselleştirmede kişi, yanlış giden her şeyle alakalı kendini suçlar, her hatayı kendi eksikliği ve yetersizliği ile ilişkilendirir. Bunu yapması için olayın kendisi ile alakalı olmasına bile gerek yoktur, kontrolü dışındaki olayları da bu şekilde değerlendirir. Diğer kısım olan suçlamada ise kişi kendi kontrolü dahilinde olan durumlarda bile diğerlerini suçlama eğilimi içindedir. Örnek olarak eşinden ayrılan biri ayrılık için tamamen kendini suçluyorsa kişiselleştirme, tamamen eşini suçlayarak olaylarda bulunan payını reddediyorsa düşünceleri suçlama çarpıtmasının etkisi altındadır.
Felaketleştirme: Bu durum kişinin her şeyin kötüye gideceğine olan inancı ve geleceğe dair olumsuz tahminlerde bulunması ile özetlenebilir. Özellikle kaygı problemleri ve kaygı ile alakalı psikolojik rahatsızlıklarda oldukça yaygın kullanılan bir çarpıtmadır.
Duygusal Mantık Yürütme: Bu çarpıtmada kişi olaylar üzerinde sadece duyguları yardımıyla bir sonuca varır. Örneğin; partneri tarafından bekletilen biri üzüntüsünün veya öfkesinin de etkisiyle partnerinin onu önemsemediğini, onunla buluşmak istemediğini düşünebilir. Ancak partnerinin işinden geç çıkması veya trafiğe takılma ihtimalini düşünmez.
“-meli/malı” ifadeleri: Her insanın kendisinden, insanlardan ve dünyadan beklentileri vardır. Ancak bu çarpıtma türünde beklentiler her şeyin ‘nasıl olması gerektiği’ ile alakalı katı taleplere dönüşür ve bu talepler karşılanmadığında duygusal sıkıntı ve tatminsizlik ile karşılaşırız. Örneğin; bir piyanist gösteride “Hatasız çalmalıyım.” gibi bir beklenti ile piyanosunu çalmaya başlar ve hata yaparsa burada kendine yönelik bir kızgınlık geliştirebilir ve hayal kırıklığı yaşar.
Zihinsel Filtre (Seçici Algılama)
Kişi olumsuz bir ayrıntıya takılarak olayları bir bütün olarak değerlendiremez ve olumlu kısımlara gerekli alakayı göstermez. Örneğin; projesini iş arkadaşlarına sunan biri projedeki bir detayla alakalı eleştiri aldığında zihninde sürekli bu eleştiri döner ve aldığı övgüleri göz ardı eder.
Olumluyu Yok Saymak: Kişinin, herhangi bir durumun olumlu tarafını yok sayması ve olumlu yaşantıların bir önemi olmadığına inanması durumudur. Zihinsel Filtre ile benzer bir düşünce hatasıdır.
Aşırı Genelleme: Bireyin başına kötü bir olay geldiğinde veya kötü bir hisse kapıldığında bu duygu veya durumun sonsuza kadar devam edeceğini ya da her seferinde aynı tekrara düşeceğine olan inancıdır. Örneğin, matematik sınavından düşük alan bir öğrencinin matematikten hep düşük alacağını düşünmesi ya da iş başvurusu reddedilen birinin hiç iş bulamayacağını düşünmesi.
Etiketleme: Birey, hem kendisini hem diğerlerini ya hep ya hiç çerçevesinde değerlendirirken bir de etiketle bunu bir adım öteye taşır. Bir hata yaptığında kendisini “Aptal” olarak etiketleyebilir.
Sonuca Atlama: Bu düşünce hatasına sahip olan kişi, işaretler olumlu bir sonucu gösteriyor veya herhangi bir olumlu/olumsuz belirti göstermiyorsa bile sonucun olumsuz olacağını düşünür. İki tür sonuca atlama vardır. Birincisi zihin okuma olarak adlandırılan, kişinin diğerlerinin düşüncelerini bildiğini düşündüğü türdür. Kişi bir hata yaptığında herkesin onun aptal olduğunu düşündüğüne inanması örnek verilebilir. Diğer sonuca atlama türü ise geleceği okumadır. Birey geleceğin ve gelecekteki olayların hep kötü şekilde ilerleyeceği düşüncesine sahiptir.