Sahra 7 yaşında ilkokula yeni başlamış bir kız çocuğudur. Sahra’nın anne ve babası, Sahra ile yaşadıkları bazı problemleri çözemedikleri için bir ebeveyn psikoeğitim programına katılırlar. Burada öğrendikleri bilgileri uygulamak üzere evde çalışmalara başlarlar. 

Anne ve babanın o gün öğrendiği ilk şey çocuklar için oyunun önemidir. Çocukların duygularını oyun yoluyla ifade edebildiğini ve bu sayede birçok problemi çözebileceklerini öğrenen anne ve baba, Sahra için günlerinin belli bir saatini oyuna ayırmakla işe başlar. 

Sahra okuldan geldiğinde kıyafetlerini çıkartır daha sonra koşarak tabletini almaya gider. Anne heyecanlı bir şekilde Sahra’nın yanına gider ve “Baban ve ben bugün seninle oyun saati yapmak istiyoruz sen ne dersin?” der. Sahra şaşırır, dönüp baktıktan sonra tableti gösterir.  

Sahra: Buradan bir oyun seçebiliriz. 

Anne: Uzun zamandır oyuncaklarınla oynamadığımız için şaşırdın, gidip beraber ne durumda olduklarına bakmaya ne dersin?

Sahra tableti kenara bırakır ve odasına yönelir. 

Anne ve baba peşinden gider. Sahra oyuncak sepetini alıp ortaya döker, sonra anne ve babasının tepkisine bakar. Annenin dağınıklık canını sıksa da gülümser ve psikoeğitimde öğrendiği davranış takibi tekniğini uygular.

  • Davranış Takibi: Çocuğun yaptığı şeyleri ses tonumuzla destekleyerek sözcüklerle ifade etmek. Bu yöntem çocuğun algısını doğrular ve duruma açıklık getirir. 

“Sepetteki bütün oyuncakları yere döktün.” ses tonu heyecanlı ve destekler niteliktedir. Asla yargılama ve suçlama içermez. Sahra annesinin bu duruma kızmamasına şaşırır, bunu fark eden baba “Annenin söylediklerine şaşırdın.” diyerek duygu yansıtması yapar. 

  • Duygu Yansıtması: Çocukların duygularını tanıyabilmesi ve ifade edebilmesi için duygu yansıtmaları yol gösterici niteliktedir. 

Sahra babasına bakar ve sonra oyuncaklara dönüp içerisinden bir bebek alır, bebeği kucağında tutar ve sallar. Anne; “Şimdi onu kucağına aldın ve sallıyorsun.” der. Sahra kafasını kaldırıp anneye bakar ve bebeği yere bırakıp üzerindekileri çıkartmaya girişir. Baba yavaş bir tonda “Şimdi onun üstündekileri yavaşça çıkartıyorsun.” diye ifade eder. Sahra hızlanır pantolonu hızlıca çekip çıkartır. Baba ses tonunu biraz daha hızlandırıp cesaretlendirici bir edayla “Onu hızlıca çıkarttın!” der. (Davranış Takibi) Sahra çıkarttığı kıyafeti bebeğe ters giydirerek anne babasını inceler. Anne şaşkın ama onaylar bir tonda “Onu ters giydirdin.” diyerek davranış takibine devam eder. Daha sonra Sahra elindeki bebeği yere bırakır ve “Şimdi ona ne yapalım?” diye sorar. Anne tam “Hadi onu uyutalım.” diyecekken eğitimde öğrendiği sorumluluğu iade etme davranışı aklına gelir ve duraksar. Baba “Sen ne istersen onu yapabiliriz.” der. 

  • Sorumluluğu İade Etme: Çocukların kendilerini gerçekleştirebilmesi için yönlendirmesiz bir alana ihtiyacı vardır. Sürekli anne baba tarafından yönlendirilen çocuk, hayatı boyunca buna ihtiyaç duyacaktır. Çocuğun sorumluluğu alarak kendi yeterliliğini hissedebilmesi için anne babaların bir adım geri çekilmesi önemlidir.

 

Sahra sorusunu tekrar eder; “Ben… Ben bilmiyorum, siz söyleyin ne yapayım?”. Anne çocuğun söylediklerini anlayışla yansıtıp ona fırsat sunar; “Onunla ne yapacağını bilmiyorsun. (Biraz bekledikten sonra) istersen biraz düşünebilirsin karar vermen için biz seni bekleriz.” Sahra bu tavır karşısında şaşkındır ilk başta gerçekten ne yapacağını bilemez daha sonra bebeği kollarına alır ve sallamaya başlar. Bir yandan da anne ve babasının tepkisine bakar. Baba şefkatli bir tonda; “Onu kucağına aldın ve sallıyorsun.” der. Sahra ağlama sesi yapar ve sonra “Bebek ağlıyor karnı acıkmış.” der. Bu tip bir durumda daha önceleri anne; “Hadi yemek yapalım.” diyerek yemek oyuncaklarını çıkartıp oyuna müdehale edecekken bu kez öğrendikleri sayesinde oyunun yönetimini çocuğa bırakır. Anne Sahra’nın söylediklerini tekrar eder; “Bebeğin karnı acıkmış ve ağlıyor.” Sahra bunun üzerine parmağını bebeğin ağzına uzatır, burada uzatılan parmak sadece parmak da olabilir, biberon ya da herhangi bir mama da. Çocuğun hayal gücünde o parmağın neyi temsil ettiğini bilmediğimizden “onu, bunu, şunu” gibi zamirlerle hitap etmek daha etkili olacaktır. Bunu yeni öğrenmiş olan baba “Onu bebeğin ağzına uzattın.” der. Sahra “Bebek uzattığım emziği istemiyor, bebek mama istiyor.” diyerek ağlama sesine devam eder. Anne “Bebek mama yerine emzik uzatıldığı için üzgün.” diyerek duygu yansıtması yapar. Sahra bunun üzerine bebeği kenara bırakır ve resim defterinin olduğu masaya yönelir. 

Baba, “Ama daha bu oyun bitmedi, bebeğe ne olacak?” demek ister ama kendisini tutar ve Sahra’nın yaptığını yansıtır; “Şimdi masaya doğru gidiyorsun.” diyerek davranış takibi yapar. Sahra, defteri önüne alır ve boyamaya başlar. Anne ve baba davranış takibi yapmaya devam eder. Sahra bulutları çizdikten sonra kırmızıyı eline alıp anne ve babasının tepkisini ölçer. Daha önceleri bulutların mavi olabileceğini söyleyecek olan ebeveynleri bu sefer davranış takibine devam etmektedir. Sahra şaşkınlıkla ve heyecanla bulutları boyadıktan sonra bir ev çizer. “Ev hangi renk olsun?” diye sorar. Baba “Sen hangi renk istersen o olabilir.” diyerek cevap verir. Böylece çocuğun yaratıcılık ve doğallığı desteklenmiş olur. 

Yaratıcılık Ve Doğallık: Çocuk ne isterse onu yapabileceğini bildiğinde kendisini geliştirmesi için yol açılmış olur. İstediğini yaptığında ve desteklendiğinde özgüven kazanır. 

Sahra resmini bitirir ve heyecanla anne babasına gösterir. Ebeveynler eğitimden önce “Harika olmuş, süpersin!” gibi cevaplar verebilecekken artık bunun hatalı bir davranış olduğunu öğrenmişlerdir. 

  • Takdir Cümlesi: Çocuk için doğru takdir cümlesi anne babanın ya da ona yorum yapan bireyin düşüncesini içermez. Sizin için güzeldir ama çocuk için güzelin karşılığı o olmayabilir. Bu sebeple yorum yaparken çocuğun tepkisini de inceleyip mutlu ya da beğenmiş bir ifade taşıyorsa “Tam istediğin gibi olmuş.” demek daha yerinde olacaktır. Çocuğun yüz ifadesinden ters giden bir şeyler olduğunu fark ettiğinizde ise “Sanırım istediğin gibi gitmeyen şeyler var.” diyerek onu anladığınızı hissettirmek daha yerinde olacaktır. 

Baba “Tam istediğin gibi gözüküyor, başardın!” diye sesine sevinç katarak tepki verir. Sahra gülümser. Annesi “Resmin istediğin gibi olduğu için mutlu oldun.” der ve gülümser. Sahra kafasını sallar. 

Sahra, başarabildiğini hissettiği için özgüven tohumları hayatına hafifçe ekilmiştir. Zamanla ailenin bu oyun saatlerini devam ettirmesiyle duygularını aktarmayı öğrenecek ve anne babası tarafından kabul edildiğinin hissiyle günlük yaşantısında da daha uyumlu davranmaya başlayacaktır.

 

-Psikolojik Danışman Gizem Küçükkaya