İnsanoğlu, hayatının her alanında sınırlarla karşılaşır. Aynı zamanda ilişkilerinde de bu sınırlar onun peşini bırakmaz. Her ne kadar özgür olduğunu düşünse de bir o kadar da özgür olmadığını fark edemiyor duruma gelebilir. Sınırlar bireyi birey yapan, onun kişisel alanını dışarıdan gelecek olan tehlikelerden koruyan, başkalarına karşı nasıl davranılması gerektiğini gösteren bir yapıdır. Bir birey sınırlarını nasıl belirlerse karşısındaki insan da onun bu sınırlarına göre davranır ve ilişkiyi kurar. Olası bir sınır ihlalinde kişi olduğu ortamdan, kişiden rahatsız olur ve oradan uzaklaşmak ister. Fakat bu sınırları karşısındakinin sınırlarına göre esnetmek ise kişinin kendi tercihidir. 

Sayabileceğimiz birçok sınır vardır. Bunlar; fiziksel sınırlar, cinsel sınırlar, duygusal sınırlar, manevi veya dini sınırlar, maddi sınırlar ve zaman sınırlarıdır. Dilerseniz bu sınırlar hakkında biraz bilgi verelim. Fiziksel sınırlar; kişisel alanımızı ve vücudumuzu korur. Dokunulmama, dinlenme, gıda tüketme, mahremiyete sahip olma gibi fiziksel ihtiyaçlarımızı karşılama hakkını verir. Bu sınırlar, çevremizdekilerin bize ne kadar yakınlık gösterebileceğini, ne tür bir fiziksel temasın bizim için uygun olduğunu, ne kadar mahremiyete ihtiyacımız olduğunu ve kişisel alanımızda nasıl davranmaları gerektiğini ortaya koyar. Cinsel sınırlar; ne tür bir cinsel dokunuş ve yakınlık istediğimizi ifade etme ve bu yakınlığı ne sıklıkla, ne zaman, kiminle ve nerede kurmak istediğimizi belirtme özgürlüğü tanır.Duygusal sınırlar; bize kişisel duygu ve düşüncelerimize sahip olma, duygularımızın eleştirilmesine ve yok sayılmasına izin vermeme hakkını tanır. Bu sınırlar duygularımızı çevredeki diğer insanların duygularından ayırır ve onların ne hissettiğinden sorumlu olmadığımızı, yalnızca kendi duygularımızdan sorumlu olduğumuzu gösterir.Manevi sınırlar; bize istediğimiz şeylere inanma, istediğimiz gibi ibadet edebilme egemenliğini verirken manevi ve dini inançlarımızı uygulama haklarımızı korumamızı sağlar. Maddi sınırlar; mali kaynaklarımızı, mal varlığımızı, paramızı istediğimiz gibi harcama hakkını bize tanır. Ayrıca mali varlıklarımızı ve paramızı kimlerle paylaşıp paylaşmayacağımızın kararının da bizde olduğunu gösterir. Zaman sınırları; zamanımızı nasıl değerlendirmek istediğimizin kararının bizde olduğunu gösterir. İstemediğimiz bir durumu sırf başkası istiyor diye yapmak. Zamanımızın boşa savrulmasına sebep olur ve sorumluluklarımızı aksatmamıza neden olabilir. Bunların dışında kişi yapmak istemediği bir davranışa karşı ‘hayır’ diyerek de kendi sınırını çizmiş olur. Tabi bu söylem her ne kadar basit gibi görünse de, bazı insanlar için bunu söylemek hiçte kolay değildir. Çünkü karşısındaki insanın üzülmemesini, onu yanlış anlamamasını, ondan uzaklaşmamasını ister. Ve hayır diyerek düşüncesini belirttiğinde, kendisine sınır oluşturduğunda karşısındaki insanın onun hakkında bunları düşüneceğini tahmin eder. Bir kişiye veya teklife ‘evet’ demeden önce ne kadar zaman alacağı düşünülmelidir. Eğer işi düzgün yapabilmek için gerekli zaman sarf edilmeyecekse, kişi üzerinde gereğinden fazla kaygı yaratan işlere ‘hayır’ diyebilmelidir. ‘Evet’ demeden önce sorumlulukların da gözden geçirilmesi önemlidir. Daha fazla sorumluluğa ve istenmeyen işlere ‘hayır’ demek uygun olur. 

Gönülsüz yapılan iş

Başarısız olacağından istek faktörünü verilen cevaplarda göz önünde tutmak çok önemlidir. Çünkü hayır diyemeyen bir insan, beklentilere yetişemez, değersizlik duygusu yaşar, boş yere enerji tüketmiş olur, sık sık kaygılı, gergin, huzursuz hisseder, tavizler verir, bu da onun özsaygısını yitirmesine ve cesaretinin kırılmasına sebep olur. Hayır diyebilmek için ise kişinin önce bunu fark etmesi ve üstesinden gelmek için ufak adımlar atması gerekmektedir. Bu adımları şöyle sıralayabiliriz:

Öncelikle hayır demek isterken sürekli evet dediği şeylerin listesini yapılabilir. Burada genel olarak hayır diyemedikleri şeyleri düşünülebilir. Mesela arkadaşlarının yaptıkları teklifleri, iş yükü çok olduğu halde yapmazsa olacaklardan korktuğu ekstra işler gibi…

Daha sonra listede sürekli evet dediklerinin karşısına, başkalarına hayır diyemezken kendine ne şekilde hayır dediğini yazabilir. Hayır diyemediğinde kendi dinlenme süresine ya da uykusuna mı hayır diyor ya da sevdikleriyle, ailesiyle geçireceği zamana mı? Bu ilk iki listeyi yapmak kişiye neler kaybettiği ile ilgili genel bir bilgi verir.

Bunun dışında talep ya da teklifle karşılaştığında herhangi bir cevap vermeden önce zaman isteyebilir. Bu madde kişiyi acele bir karar vermekten kurtarır ve nasıl nazikçe hayır diyebileceğini düşünmesi için ona zaman verir.

Başka bir adım ise hayır derken alternatif senaryo geliştirmek, alternatif bir teklifte bulunmak. İşte burası tam olarak hayır diyebileceği bir nokta. Buna bir örnek vermek gerekirse; kişinin arkadaşları onu bir akşam yemeğine davet etti, fakat kişinin de bütçesi ve enerjisi bu davet için yeterli değil. O zaman şu yanıtı vermesi daha uygun olabilir. “Davetiniz için teşekkürler, ben de sizi çok özledim fakat şu an benim için çok uygun bir zaman değil. 1 hafta içinde tekrar konuşabilir miyiz?” Burada önemli olan öncelikle kişiye kendisi için önemli olduğunu hissettirip ardından teklifi kabul edemeyeceğini söylemek. Son olarak alternatif bir teklif sunmak.

Hayır derken unutulmaması gereken şeyler

Hayir derken unutulmaması gereken şeylerden biri de bunu yaparken özür dilememek ve çok sayıda bahane üretmemektir. Bir diğeri ise yalan söylememek ve hep dürüst olmaktır. Kişi eğer karşısındaki kişiye kendi sınırları olduğunu belli etmek, bildirmek istiyorsa bunlardan kaçınmalı, bir nevi kendisi olmalıdır. Bununla birlikte öz değerinin başkaları için yaptıklarıyla ölçülemeyeceğini aklından çıkarmamalıdır. Birey zamanı gelince hayır diyebilmeyi öğrendiğinde hem özsaygısı hem de başkalarının ona karşı olan saygısı artar. Çünkü kişi hayır dediğinde kendi sınırlarını belirlemiş ve göstermiş olur. Haliyle de karşıdaki kişinin ona karşı saygısı artar. Bu kişinin bir nevi ‘evetleri’ bir yerden sonra değerli olmaya başlar. Kişi hayır demenin ölçüsünü ayarlaması gerekmektedir. Çünkü fazla hayır dediğinde de etrafındaki insanların yavaş yavaş azalmasıyla sonuçlanabilir. Bu yüzden kişi ancak istemediği durumlarda ve kendi açısından değerlendirdiğinde onun için uygun olmayacak durumlarda hayır derse daha olumlu sonuçlar doğurur. Son olarak da şunu söyleyebiliriz ki, bireyin bir konuya hayır demesi onun iç dünyasında fark etmese bile çok büyük olumlu değişikliklere yol açar. Bilakis bireyi birey yapan oluşturduğu sınırlardır.

Kaynakça

Çetin, İ. (2017, Şubat). https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_18023.htm adresinden alındı

DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi. (2021, Temmuz 12). https://www.dbe.com.tr/tr/yetiskin-ve-aile/11/hangi-sinirlar-ozgurlestirir/ adresinden alındı

Orhan, İ. Ü. (2021, Nisan 19). https://www.iremulgu.com/post/hayırdiyebilmek adresinden alındı

Psikolojik Danışman   Kamran Bunyatzade