Bipolar bozukluk, duygusal dalgalanmaların yoğun olduğu bir psikiyatrik bozukluktur. Mani (aşırı yüksek ruh hali) ve depresyon (aşırı düşük ruh hali) arasında değişen dönemlerle karakterizedir. Bu durum, kişinin günlük yaşamını etkiler.

Bipolar bozukluğun kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik, beyin kimyası ve çevresel faktörlerin etkileşimi rol oynadığı düşünülmektedir. Bu bozukluğa sahip olan kişiler, mani dönemlerde enerjik, hiperaktif ve yüksek bir ruh hali yaşarken, depresif dönemlerde umutsuzluk, enerji eksikliği ve ilgi kaybı gibi belirtiler gösterir.

Bipolar bozukluğun iki ana tipi vardır: Bipolar I, Bipolar II, Her bir tip farklı semptomlarla kendini gösterir ve tedavi yaklaşımı da buna göre değişir.

Bipolar I en az bir manik atak geçirilmesiyle karakterizedir. Manik atak, en az bir hafta boyunca süren abartılı, yüksek ruh hali veya huzursuzluk, enerji artışı, azalmış uyku

ihtiyacı, konuşma hızında artış, düşüncelerde hızlanma, dikkat eksikliği, huzursuzluk, kibirli davranışlar, tehlikeli davranışlar ve/veya psikotik belirtilerle karakterizedir.

Bipolar I bozukluğunun DSM-5 kriterleri şunlardır

En az bir kez mani epizodu yaşanmış olmalıdır:

Bir haftadan daha uzun süren yüksek ruh hali ve enerji seviyeleri İşlevsellikte önemli bir bozulma (iş, okul, ilişkiler vb.)

Diğer insanlarla etkileşimde sorunlar

Depresif epizodlar veya hipomani dönemleri (zorunlu değil)

Depresif dönemlerde en az iki hafta süren düşük ruh hali, ilgi ve zevk kaybı gibi semptomlar

Hipomani dönemlerinde en az dört gün süren hafif yüksek ruh hali ve enerji seviyeleri

Manik veya depresif dönemlerin başka bir tıbbi durum veya madde kullanımıyla açıklanamaz

Manik veya depresif dönemlerin sosyal veya mesleki işlevsellik üzerinde önemli bir etkisi olmalıdır.

Depresif epizodlar veya hipomani dönemleri de mevcut olabilir, ancak bu kriterler zorunlu değildir.

Bipolar II için kriterler şunlardır;

En az bir hipomani dönemi ve en az bir majör depresif dönem için kriterler karşılanmıştır.

Hiçbir zaman manik dönem olmamıştır.

Hipomani dönem(ler)inin ve majör depresif atak(lar)ın ortaya çıkışı, şizoaffektif bozukluk, şizofreni, şizofreniform bozukluk, sanrılı bozukluk veya diğer tanımlanmış veya belirtilmemiş şizofreni spektrumu ve diğer psikotik bozukluklarla daha iyi açıklanamaz.

Depresyon belirtileri ya da depresyon ve hipomani dönemleri arasındaki sık geçişin neden olduğu öngörülemezlik, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.

Ortaya çıkış kriterlerini karşılamak için majör depresif dönemin en az 2 hafta sürmesi ve hipomanik dönemin en az 4 gün sürmesi gerekir. Duygudurum dönemleri sırasında, günün büyük bir bölümünde veya neredeyse her gün gerekli sayıda belirti mevcut olmalıdır. Ayrıca bireyde olağan davranış ve işlevsellikte gözle görülür bir değişiklik bulunmalıdır. Bozukluğun seyri sırasında bir manik dönemin varlığı bipolar II bozukluğun ortaya çıkışını engeller. Depresif dönemler veya hipomani dalgalanmaları, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya veya toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olmalıdır. Ancak hipomani dönemleri için bu şartın karşılanması gerekmez. Önemli bir bozulmaya neden olan bir hipomani dönemi, muhtemelen manik dönem belirtisinde ömür boyu bipolar I bozukluğun ortaya çıkışı için yeterli olacaktır. Tekrarlayan majör depresif ataklar, bipolar I bozuklukta meydana gelenlerden genellikle daha sık ve daha uzundur

Mani: Aşırı yüksek, hiperaktif ve enerjik bir ruh halidir. DSM-5’e göre, bir kişinin mani bir epizodu yaşaması için en az bir hafta boyunca sürekli olarak yüksek ruh hali ve enerji seviyesine sahip olması gerekmektedir. Mani semptomları arasında aşırı özgüven, düşünce hızının artması, az ihtiyaç duyulan uyku, konuşma hızının hızlanması, riskli davranışlar, dikkat dağınıklığı ve odaklanma güçlüğü yer alır. Manik bir epizodun şiddeti, kişinin günlük işlevselliğini ve ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir.

Hipomani: Maniyle benzer semptomlara sahip olan ancak daha hafif ve daha kısa süren bir ruh hali durumudur. DSM-5’e göre, hipomani en az dört gün boyunca devam etmelidir. Hipomani döneminde kişi yüksek enerji seviyesine sahip olabilir, daha az uyku ihtiyacı duyabilir, konuşma hızlanması, düşünce atlamaları, yüksek özgüven ve hedefe yönelik aktivitelerde artış gibi belirtiler gösterebilir. Bununla birlikte, hipomani

dönemindeki semptomlar genellikle kişinin günlük işlevselliğini ciddi şekilde etkilemez ve genellikle kişiye keyifli bir his verir.

Major Depresyon, bir kişinin günlük işlevselliğini önemli ölçüde etkileyen ve en az iki hafta boyunca süren bir ruh hali durumudur. Bu durumda kişi, kendini sürekli olarak umutsuz, mutsuz ve çaresiz hisseder. Diğer yaygın belirtiler arasında ilgi kaybı, enerji eksikliği, uyku bozuklukları, iştah değişiklikleri, konsantrasyon güçlüğü, yavaşlama ve düşünce sürecinde yavaşlama yer alır. Major depresyon, bipolar bozukluğun bir parçası olarak görülebilir ve bipolar II bozukluğu olan kişilerde, hipomani dönemleri ile birlikte depresif dönemler de yaşanabilir.

Bu bozukluğun etkileri hem bireysel hem de sosyal düzeyde önemlidir. İş ve okul performansı, ilişkiler, mali durum ve genel yaşam kalitesi gibi alanlarda sorunlar ortaya

çıkartır. Ancak, doğru tedavi ve destekle, bipolar bozukluğa sahip kişiler de tam ve üretken bir hayat sürdürebilirler.

Bipolar bozukluğun tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. İlaç tedavisi,

psikoterapi ve destekleyici tedavi yöntemleri kullanılır. İlaçlar, duygusal dalgalanmaları dengelemek ve semptomları kontrol altında tutmak için kullanılır. Psikoterapi ise bireyin duygusal, zihinsel ve davranışsal süreçlerini anlamasına yardımcı olur ve başa çıkma becerilerini geliştirmesine destek sağlar.

Bununla birlikte, bipolar bozukluğa sahip olan kişilerin kendilerine ve sağlıklarına dikkat etmeleri önemlidir. Düzenli uyku, düzenli bir yaşam tarzı, stres yönetimi ve sağlıklı ilişkiler gibi yaşam tarzı faktörleri, semptomların şiddetini azaltmada yardımcı olur.

Ayrıca, bu bozukluğa sahip bireylerin destek sistemine sahip olmaları önemlidir. Aile ve arkadaşlarının anlayışı, destekleyici bir ortam sağlamak ve kriz durumlarında yardımcı olmak büyük önem taşır.

Bipolar bozukluk, duygusal dalgalanmaların gölgelerindeki bir hayatı şekillendiren psikiyatrik bir bozukluktur. Ancak, doğru tanı, tedavi ve destekle, bu bozukluğa sahip olan bireyler tam ve tatmin edici bir yaşam sürebilirler. Bilinçlilik, destek, tedavi ve kendine özen gösterme, bipolar bozuklukla yaşayan kişilerin sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmelerine yardımcı olabilir.