Okul fobisi nedir?
Okul fobisi terminoloji olarak okula gitmekten korkma durumuna okul fobisi denir diğer bir deyişle evden, anneden ayrılma korkusu olarak da ifade edebiliriz. Okulların açılmasına az bir zaman kala hem anne babaları hem de çocukları bir heyecan duygusu sarar. Özellikle ilk kez anaokuluna ya da ilkokula başlayacak olan çocuklar ve aileleri heyecanın yanında kaygı ve korku da hissedebilirler. Bir çok çocuk okulun açılmasından sonra yaklaşık 1-2 hafta içinde okuluna ve sınıfına uyum sağlar. İlk haftalarda okula gitmek istememe ya da okulda iken kaygılanıp ağlama son derece normaldir. Bu tarz durumlarda anne babaların soğukkanlı, sakin olmaları ve süreç hakkında çocuğu bilgilendirmeleri önemlidir. Okulda neler yaşayacağı, ne kadar süre kalacağı, okuldan onu kimin alacağı gibi konularda çocuk önceden bilgilendirilmelidir. Mümkünse okul açılmadan önce okulunu, sınıfını hatta öğretmenini görmesi ve tanıması çocuğu rahatlatacaktır.
Anne babanın tutumları da süreci etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Anne babanın kaygılı yapısından ve sözlü, sözsüz tepkilerinden çocuk da etkilenmektedir. Anne babasının endişesini gören ve onların ayrılmak konusundaki kaygılarını fark eden çocuğun, uyum sorunu yaşaması muhtemeldir. O nedenle ki önce ebeveynlerin tutarlı, kararlı ve soğukkanlı tutumda olmaları gerekmektedir. Çocuk ağladığında sakinleştirilmesi, duygularının anlaşıldığının hissettirilmesi önemlidir. Çocuğa evdeki herkesin görevi olduğu gibi onunda görevinin okula gitmek olduğu anlatılmalıdır. Okulda belli süre kalması gerektiği belirtilmelidir.
Zor alışan ve ayrılık anksiyetesi yaşayan çocuklarda kademeli uzaklaştırma yöntemi önerilmektedir. Çocuk ebeveynden ayrılmak ve sınıfa girmek istemiyorsa asla zorla ağlayarak ya da sert bir tavırla sınıfa bırakılmamalıdır. Çocuğun güven kazanmasına fırsat verilmelidir. Önce okul bahçesi, sonra sınıf kapısı, sonra da sınıfa girme gibi basamak basamak hedefler konulabilir. Çok kaygılı çocuklar önce ebeveyni ile sınıfa girip yavaş yavaş alıştıktan sonra tek başına sınıfta kalması konusunda desteklenmelidir. Çocuğa alışma sürecinde verilen sözler tutulmalıdır. Örneğin; seni teneffüste bahçede bekliyor olacağım dersek bu yerine getirilmelidir. Aksi takdirde çocuk bunun gerçekleşmediğini gördüğünde kaygısı daha da artacaktır. Bir diğer yöntemde çocuğa daha az bağımlı olduğu ebeveyni tarafından okula götürülmesidir. Bazen çocuklar özellikle anne ile daha bağımlı bir ilişki yaşarken babanın kararlı ve dengeli tutumu çocuğu rahatlatabilmektedir. Bir başka yöntem de çocuğun okulda kendini güvende hissetmesi için ailesine ait bir eşyayı yanında taşımasıdır. Bu çoğu kez evin anahtarı olabilir. Böylece çocuk ailesine ait bir eşya ile kaygısını yatıştırmaya ve onlardan bir destek almaya çalışabilir.
Okul korkusunu etkileyen birçok faktör bulunmakla birlikte çocuğun özellikleri, ebeveynlerin yaklaşımı ve daha önce okul öncesi eğitim alıp almamak gibi faktörler uyumu oldukça etkilemektedir. Her çocuğun farklı zamanlarda okula alışabileceği unutulmamalıdır. Tüm alınan önlemlere ve yapılan çalışmalara rağmen okul açılmasından sonra 1-2 ay geçmesine rağmen okulda kalmakta zorlanan çocuklara ayrı bir uzman desteği sunulmalıdır. Ayrılmayı ve korkuyu etkileyen faktörler incelenmelidir. Okul çağı çocuklarının yaklaşık yüzde 5’inde okul korkusu görülmektedir. Okul korkusunun en sık görülme yaşı 7-9 yaş aralığıdır. Yaş büyüdükçe görülme olasılığı azalmaktadır. Tedavinin süresi çocuğa, yaşadığı semptomlara, durumun şiddetine ve eşlik eden farklı sorunların olup olmamasına göre değişebilir.Tedavi sürecinde okulun, öğretmenin desteği ve anne babaya verilecek psikoeğitim de önemlidir.Her çocuğun öznelliği göz önüne alınarak ,sabırlı ve profesyonel bir yaklaşımla okul korkusu üstesinden gelinebilecek bir sorundur.
Okula ilk kez başlayacak çocukların ve ailelerinin mutlu ve güzel bir başlangıç yapmaları dileğiyle…
İshak BÜYÜKYILDIRIM
Uzm. Klinik Psikolog/Psikoterapist