İnsanların sağlığı ve huzuru için tehlike olarak görülen bazen bir uyarı olarak algılanan dolayısıyla yetersiz bir şekilde ele alınan olaylara gösterilen açık olmayan psikolojik ve fizyolojik tepkiye stres denir. Stresi genel olarak başka bir ifade ile tanımlarsak; çevrenin tehdit edici potansiyel durumuna duygusal ve fiziksel tepki genel olarak bu tanım kişilerin ve çevrelerin arasındaki uyum yetersizliğini gösterir. Stres altında bulunan kişi, sürekli olarak yorgunluk, tansiyon veya yüksek kan basıncı gibi sorunlarla sık karşılaşmaktadır ( A-Z. Baldaş, 2010: 18).

Yaşamımızın her evresinde karşılaştığımız stres, kişilerin bir tehdit, zorluk olarak hissettikleri durumlara karşı göstermiş oldukları içe dönük bir tepki veya çevreyle etkileşim sonucunda bazen zaman baskısı, bazen de beklenmedik bir tepki bir olay sonucunda maruz kalınan bir vaziyet olarak tanımlanabilir ( Seçer vd., 2015:218). Bireye stres veren şeyler dış etkenlerden kaynaklandığı gibi kişinin olaylara bakış açısından da kaynaklanabilir. Stres, yaşadığımız çevrenin, insanın yapısında var olan bir şeydir. Yaşadığımız olayları üzücü olaylardan soyutlayarak hep neşeli mutlu ve olumlu olaylarla birlikte düşünmek mümkün değildir. ( Seçer vd., 2015:218).

Stres, kişinin kendisine ilişkin hayatında toplumsal vakalar nedeniyle meydana gelen, bu şekilde bireyin davranışlarını ve göstermiş olduğu tutumlarını etkileyen, doğrulumlarını ilerleten ussal ve fiziksel olarak bireye zorluk çıkaran zamanın akabinin de kişinin duruma uyum gösterme çabasıdır (Süslü, 2016:18).

Stres bazen bazı durumlardan oluşan memnuniyetsizliği belirtmektedir. Genelde gün içerisinde trafiğe çıkıldığında trafik sıkışıklığı, ya da ertesi gün ödenmesi gereken bir senet, aile içinde yaşanan geçim sıkıntısını, bireyin sınavdan aldığı düşük nottaki ifade durumu, gibi olayları da stres kelimesi belirlemektedir. Bundan dolayı stres kelimesinin ‘’ günlük hayat içerisinde hoşa gitmeyen bir durumla karşılaşıldığında ‘’ kullanıldığı söylenebilir. Bireyin yaşadığı stresin derecesi, stresin bireyde meydana getirdiği değişiklikleri, bireyin stres kaynağını ne kadar hissettiğine bağlı olarak değişir. Kümüş; ‘’bireylerin yaşadıkları stres kaynakları karşısındaki kişileri algıladıkları, düşünceleri, yorumları ve inanç düşünce kalıpları da farklıdır’’ şeklinde ifade etmiştir (Kümüş, 2012.102)

Stres sözcüğünü iki farklı şekilde kullanırız. Birincisi gerilimlerimiz, rahatsızlıklarımız ve sinir yorgunluğumuzun meydana gelmesine sebep olan dışsal baskı kaynaklarıdır. İkincisi; ‘’hoşnutsuzluk belirtisi ile hislerimizin meydana gelmesinde faktör olan iç tepkiler’’ olarak tanımlarız.
Baldaş; Akademik olarak, ‘’ stresi meydana getiren olaylar ‘stres vericiler ‘’ bu durumlara insanların verdiği tepkileri ise; ‘stres’ terimi şeklinde ifade ediyoruz.’ Demiştir ( A-Z. Baldaş, 2010: 23).
Stres kişinin iradesi dışında gelişen olaylar neticesinde kişinin umutsuzluğa, çaresizliğe ve hezeyanlara kapılmasını ifade eden bir kavramdır. Stres kelimesi hayatımızın içerisinde bir yer edinmiş olup, birçok türü ile karşımıza çıkmaktadır. Özellikle ruh sağlığı alanın da ve ruh sağlığımızı etkileyen ve günlük hayatımızda sık karşılaştığımız olaylara karşı bireyi etkisi altına alan ve fizyolojik olarak etkileyen bir durumdur (Baltaş ve Baltaş, 1993).
Stresin fazla türde yapılan tanımları vardır. En kapsamlı manasıyla stres bireye zor gelen, durumun bireyde baskı yaratan, zora koyan, umutsuzluğa iten, acı veren günlük yaşam hadisesidir. Stresin en genel tanımı Folkman ve Lazarus aracılığı ile belirtilmiştir. Folkman ve Lazarus aracılığı ile belirtilen tanımlamaya göre stres birey- çevre etkileşiminde, bireyin intibakını ciddi bir tehlikeye koyan ve var olan literatürleri zorlayan ya da aşan çevre istekleridir (Tuğrul, 2000:13).
Yapılan araştırmalarda kaynaklara bakıldığında stres kelimesine farklı anlamlar yüklenerek kaynaktan kaynağa ve yazardan yazara göre de değişim gösterdiği görülmektedir. Örneğin stres Ruh Bilimleri Sözlük’ünde, ‘’ bir organizmanın üstesinden gelmesi gereken koşullar karşısında verdiği tepki durumu ‘’ olarak tanımlanmaktadır (Erkuş, 1994).
Yapılan tanımlara göre stresin zarar verici ve olumsuz olarak ele alındığı görülmektedir. Bazen stres bireyi çıkmaza sürüklese de acı ve umutsuzluk hissi belirtse de stresle baş edildiği zaman bireyi geleceğe, başarıya mutluluğa götüren bir hususiyete sahiptir (Tuğrul, 2000:13).

STRES KAVRAMININ KÖKENİ

Eski kaynaklarında stres kelimesine aynı anlamda ‘’disres’’, ‘’distress’’ olup, Latince ‘’distringere’’ kelimesinden gelmektedir.’’ ‘’ Aşırı çekme ve gerilme deyişine gelen bu kelime tıp kapsamında hastalıklar sonucu olarak ortaya çıkan çok acı ve şiddetli ağrıyı ifade etmek için kullanılmıştır. Hippocrates bu kelimeyi bugün kullandığımız stres anlamında kullanmış.
Cüceloğlu (1996) tarafından kişinin bedensel ve yaşadığı çevreden gelen psikolojik ve sosyal olarak olumsuz sebeplerle, fiziksel ve ruhsal sınırlarının ötesinde sarf ettiği çaba olarak ele alınmaktadır. Sonuç olarak stresin, bireyin fiziksel ve ruhsal durumlarının rahatsız edilmesi ve zorlanması ile ortaya çıkan bir hadise olduğu söylenebilir (Cüceloğlu, 1994: 321).

STRES ÖZELLİKLERİ VE KAYNAKLARIN NEDENLERİ İLE İLGİLİ BİLGİLER GÖZ ÖNÜNE ALINDIĞINDA;

3 Grupta Toplanabilir;
1)Günlük olaylar
2) Yaşam olayları
3)Spesifik yaşam durumlarıdır (Tuğrul, 2000:13).
Günlük olaylar: Stres nedeni genel olarak bakıldığında, ‘’ değişme ve uyum gerektiren süresi sınırlı olaylar ‘’ olarak nitelendirebiliriz.
Yaşam olayları: Bireylerin günlük yaşam biçimlerinde değişiklik gösteren olaylardır.
Spesifik yaşam durumu: Ebeveyn ilişkilerinde problemlerin yaşanması, iş hayatındaki yaşanan problemler, menapoz döneminde olan stres nedenleri gibi kronik vaziyetler ele uyarlanmaktadır(Tuğrul, 2000:13).

STRESİN ÖZELLİKLERİ

STRESİN ÇEŞİTLERİ
Psiko-Sosyal Özelliklerden Kaynaklanan Stres
Kişinin rastlayabileceği toplumsal stresler; gelişimsel stresler, günlük stresler ve hayat mücadelesi boyutunda stresler olmak üzere üç başlıkta incelemek mümkündür. Günlük olarak hayatımızda karşılaştığımız basit gerilimler olarak tanımladığımız günlük stres kişinin birbirleriyle çelişki gösteren ihtiyaçları, hedefleri nedeniyle veya farklı durumlarda olaylar karşısında meydana gelmektedir.
Kişinin İhtiyacı karşılanmayınca ve söz konusu olan durumun girişimi engellenince stres daha da artmaktadır. Çocuklar için gelişim çağlarında yaşadıkları bazı durumların ortaya çıkması ilerideki yaşlarında streslerden olumsuz etkilenmelerine yer hazırlamaktadır (Baltaş, 2015).

İç Stres ve Dış Stres
İç ve dış stres; kişinin çocukluk çağında yaşadıklarını öne süren ve gelecekteki yaşantısının da ana hatlarını belirleyen dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren ilk dönemlerindeki gelişim ve bağımlılık sürecinde var olan stresler olarak değerlendirilmektedir. Yaşamın ilk dönemlerine ait olan stresler, kısaca gelişimsel stresler; beslenmede meydana gelen güçlükler, uyku problelemleri ve arkaik olarak isimlendirilen endişeler olarak ele alınmaktadır. Yaşadığı yıllara özgü yaşadığı psikolojik özelliklerin ana hatlarını aşan zorlayıcı bir boyutta olması asıl belirleyici özelliklerinin olduğunu belirtmektedir. İç ve dış streslerin yetişkin yaşamındaki patolojilerden farklı olduğu söylenmekte, şiddetli olmalarına rağmen geçici oldukları belirtilmektedir. Meydana geldiklerini gelişim dönemlerinin son bulması ile beraber geride kalmaktadır. Dışarıdan sağlanan bebek ve çocuk bakımının gerekli istenilen düzeylerde olmaması da çok fazla sayıda bozukluğun da meydana gelmesine zemin hazırlamaktadır. Meydana gelen bu bozukluklar, çocuğun sosyal, kültürel alışkanlıkları, ebeveynin becerisi ve hoşgörüsü dengelenmeyince kendini ortaya çıkarmaktadır. Yani iç ve dış streslerin karşılanmasındaki sosyal zorlanmalardan meydana gelmektedir (Baltaş, 2015).

STRESİN BELİRTİLERİ

Stresin kendine özgü bazı belirtileri vardır.
 Günümüzde bakıldığı zaman hemen hemen her insan iç ve dış uyarıcılara karşı farklı şekillerde tepkiler vermekte ve bu uyaranlardan etkilenme düzeyleri farklı olabilmektedir. İnsanlar strese karşı iç ve dış uyarıcılara çeşitli tepkiler verdikleri için bu tepkiler insanlarda farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır. Bu stres belirtilerini Okutan (2002) şu şekilde sıralamaktadır;
 Aşırı hassasiyet veya kolay kırılabilirlik öfke patlamaları,
 Aşırı heyecan veya bunalım hali,
 Ağzın ve boğazın kuruması
 Kalpte çarpıntı, yüksek tansiyon işareti olan,
 Duygusal kararsızlıklarda ve içgüdüsel davranışlarda artış olması,
 Kişinin kendini işine verememesi,
 Kaygı veya endişe depresyon veya çabuk ağlama,
 Ruhsal durumun hızlı ve sürekli değişmesi,
 Asabilik, gerginlik, özgüven azalması veya güvensizlik hissi,
 Kaçma dürtüsü ve ağlama isteğine karşı konulmaz istek
 Kişinin düşüncelerinde genel uyumsuzluk
 Korku duyma ve korkunun neden oluştuğunu tahmin edememe
 Kendini duygusal olarak gergin hissetme ve tetikte olma durumu
 Kişinin alıkoyamadığı titreme,
 Sinirsel tikler
 Konuşma güçlüğü yaşaması ve kekelemek
 Sık aralıklarla idrara çıkma eğilimi
 Sindirim bozukluğu, aşırı terleme
 Sırt ve boyun bölgesinde ağrı
 Aşırı iştah veya iştahsızlık olması
 Kişide çıkan sinirsel kahkahalar tiz sesli
 Küçük ses karşısında irkilme eğilimi
 Hareketlerinde aşırılık, nefes darlığı ve yorgunluk hissi (Okutan, 2002).

STRESİN NEDENLERİ

 Kişinin kendi çevresiyle sürekli olarak iç ve dış dünyasıyla etkileşim halinde olmasıyla beraberinde strese sebep olan faktörleri 7 başlıkta incelemek mümkündür;
 Kişinin kendisinde var olan stres faktörü
 Kariyer endişesi ile beraberinde gelen stres faktörü
 Çevre ilişkilerinin ortaya çıkardığı stres faktörü
 Hava koşullarından iklimden kaynaklanan stres faktörü
 Yaşanılan çevre, aile ile beraberinde ortaya çıkan stres faktörü
 Kişinin içinde bulunduğu toplum baskısından gelen stres faktörü

BAŞA ÇIKMA YOLLARI

Başa çıkma, metodları ile ilgili bir biçim geliştiren Lazarus ve Folkman başa çıkmayı ‘’ stresli hadise ya da hallerinin yol açtığı hissi gerginliği dağıtmak, yok etmek veya bu gerilime direniş niyetiyle gösterilen davranımsal, kognitif ve hissi tepkilerin tamamı’’ ifadesiyle tarif etmişlerdir. Başa çıkma bu modele göre bireyin iç ve dış isteklere göre sergilediği bütün gayretleri kapsar. Bir stres durumuyla başa çıkma da bireyin davranışlarında rahatsızlık konusu olan şeyi yok etmek veya daha aza indirmek için strese neden olan durumu ya da hisleri düzene koymak gibi maksatlar vardır. Lazarus ve arkadaşları başa çıkmadaki yöntemleri ‘’ hislere odaklanmak ‘’ ve ‘’ probleme odaklanan ‘’ başaçıkma yöntemleri olarak adlandırmışlardır (Tuğrul, 2000:13).
Probleme odaklanan başaçıkma yöntemleri; Bulunan halleri değiştirmek için mantıklı, etkin, soğukkanlı, bilinçli olarak gayretleri içerirken, hislere odaklı başa çıkma yöntemleri kendini kontrol etme, benimseme, sosyal destek olarak araştırmak, gibi tutumları kapsamaktadır (Tuğrul, 2000:13).
Hislere odaklanan başaçıkma yöntemleri; Yapılan araştırmalarda depresif belirtileri yoğun olan bireylerin stresli koşullarda daha çok hislerine odaklanarak buna bağlı bir metod sergilediklerini ortaya koymuştur. Bireyler bulundukları stresli durumlardan ne kadar çok başaçıkma yöntemleri sergilerlerse o bulundukları stresli durumdan o kadar az etkileneceklerdir (Tuğrul, 2000:13).

KAYNAKÇA

1. Akpınar, B. (2013). Öğretmen adaylarının stres düzeylerinin çeşitli değişkenler açısından analizi. Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi,21, 229-241.
2. Baldaş, A-Z. (2010). Stres Ve Başa Çıkma Yolları. Remzi Kitapevi.
3. Baltaş, A.,Baltaş, Z. (2015). Stres ve Başaçıkma Yolları. (32. Basım). İstanbul: Remzi
4. Braham, Barbora J. (1998). Stres Yönetimi. Ateş Altında Sakin Kalabilmek (V.G Diker, Çev.) İstanbul. Hayat Yayınları.
5. Baskı, Amerikan Psikiyatri Birliği (1998). Mental Bozuklukların Tanısal Ve Sayımsal El Kitabı (DSM-IV), PsychiatricAssociation (1994) DiagnosticAndStatisdical Manual Of MentalDisorders. (DSM-IV) Washington DC, APA.
6. Brick J, Ericson CK. (1998). Drugs, The Brain And Brain AndBehavior. ThePharmacology Of AbuseAndDependence. TheHaworthMedicalPress. New York.
7. Cüceloğlu, D. (1994). İnsan Ve Davranışı. Psikoloji Temel Kavramları, Remzi Kitabevi.
8. Gençtan E.(2006). Psikodinamik Psikiyatri ve Normal Dışı Davranışlar, Metis Yayınları, Ankara Goldberg HL, Finnerty RJ. (1979). TheComparativeEfficacy Of BushpironeAndDiazepam İn TheTreatment Of Anxiety. Am J Psychiatry.
9. Keith, D.(1984). İşletmelerde İnsan Davranışı. (K. Tosun Ve Diğerleri, Çev.) İstanbul: İ.Ü. Yayınevi.
10. Keçe, C. (2007). En İyi Terapistim Ben, Ütopyagrafik, Ankara.Ameliyat Öncesi Ve Sonrası Anksiyete Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, İzmir.
11. Kümüş, S. (2012). Stres Ve Depresyon. Psikiyatri Dünyası.
12. Köroğlu, E. (2013). DSM-5 Tanı Ölçütleri Başvuru El Kitabı. Ankara: Akademisyen Kitabevi.
13. Köroğlu, E. (2014). Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı DSM V. Ankara: Akademisyen Kitabevi.
14. Hay, L.L.( 2007). Düşünce Gücüyle Tedavi, Altın Kitaplar, İstanbul.
15. Lu W, Daleiden E, En Lu S. (2007). ThreatPerceptionBiasAndAnxietyAmong. Chinese School ChildrenAndAdolescents. Child PsycholAdolescPsychiatry.
16. Öztürk O. (2004) “Ruh Sağlığı ve Bozuklukları”, Feryal Matbaası, Ankara.
17. Saygılı, S.(2005).Strese Son, Elit Yayınları, İstanbul.
18. Süslü Balcı, S., (2016). Duygusal Zeka ve Örgütsel Stres: Örgütlerde Hemşirelerin İlişki, Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Yönetimi Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
19. Tuğrul D.C, (2000). Stres Ve Depresyon. Psikiyatri Dünyası.
20. Turunç, Y. (2009). Fabrika İşçilerinde Stres Kaynakları Ve Stresle Başa Çıkma Yöntemleri.Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Bilimleri

İshak BÜYÜKYILDIRIM

Klinik Psikolog/psikoterapist

Kurtköy/Pendik