Madde bağımlılığı ya da madde kötüye kullanımı; uyuşturucu, yatıştırıcı, uyarıcı, keyif verici vb. özellikleriyle kişide irade yönetimini zorlaştıran, ödüllendirici ve alışkanlık yaratıcı maddelerin etkileriyle doğmaktadır.

Madde bağımlılığı, yakın tarihe kadar kişinin iradeye sahip olmaması ve ahlaki değer eksikliği gibi nedenlerden kaynaklandığı düşünülmekteydi. Madde bağımlılığının nörolojik hastalık olarak kabul edilmesiyle birlikte tedavi süreçleri üzerinde daha fazla imkanlar doğmuştur. Madde bağımlılığına demans, epilepsi gibi beyin hastalığı şeklinde bakıldığında farmakolojik tedavi yöntemleriyle de desteklenme sağlanmıştır.

Madde bağımlılığı iki ayrı şekilde gerçekleşir, bunlar: fiziksel süreç ve psikolojik süreçtir. Psikolojik süreç maddenin ilk defa kullanımı sonrası maddeye karşı özlem yani aşerme ve bunun doğurduğu madde arayışı ile devam ederken; kullanılan maddenin olumlu pekiştireç özelliği ve ödül mekanizmasının uyarılması ile karakterizedir. Tütün, morfin ve kokain güçlü psikolojik bağımlılık yapan maddelerdendir (Uzbay, 1996). Fiziksel süreç ise bir maddeye karşı bağımlılık oluştuktan sonra maddenin kullanımının kesilmesiyle ortaya çıkan toleransın artması ve yaşanan yoksunluğu tanımlar. Süreçler doğrultusunda madde kullanımı artık keyif almak ya da kaygı azaltmaya değil kriz geçirmemek ve yoksunluğu yaşamamaya hizmet etmeye başlamıştır.

Madde Bağımlılığının Gelişimi ve Temel Kavramlar

Madde kullanımı sonrası kişinin istenmeyen durumdan / duygudan çıkması ya da uzaklaşması kişi için pekiştireçtir. Madde kullanım davranışını arttırıcı yönde etkilere sahiptir.

Tolerans: Bağımlılık yapıcı maddenin artık her zamanki dozunda etki gücünü kaybetmeye başlamasıdır. Bu madde ile ilgili bir durum olmaktan ziyade maddenin kişi üzerindeki farmakolojik etkileri ile ilişkilidir. Örneğin alkole karşı değil içindeki maddeye karşı tolerans gelişir. Alkol içinde bağımlılık yapan madde benzodiazepindir, tolerans benzodiazepine gelişir. Tolerans yoğunluğu, madde kullanımı ile doğru orantılıdır. Madde kullanımı azaldıkça tolerans yoğunluğu da düşmektedir.

Çapraz Tolerans: Maddelerin içindeki benzer bağımlılık yapıcı özellikleri sayesinde birbirinin yerine geçmesidir. Örneğin benzodiazepinler ve barbitüratlar arasında çapraz toleransı gözlemleyebiliriz.

Yoksunluk: Madde kullanımı kesildiğinde ortaya çıkan semptomlar bütünüdür. Bağımlılık döngüsünde madde kullanımını arttırıcı etkiye sahiptir. Semptomların bazıları şunlardır:Bulantı, kusma, uyku bozuklukları, gerginlik, terleme, kalp ritim bozukluğu, hipertansiyon, hipotansiyon… Kişi bu semptomları yaşamamak için tekrar madde alma ihtiyacı duyar. Madde kullanımını nüksettiren en önemli faktör aşerme iken madde kullanımını sürdürmede en önemli faktör yoksunluktur. Yoksunluk belirtilerinin şiddeti maddeden maddeye değişiklik gösterebilir. Örneğin esrarın / kenevirin yoksunluk belirtileri ciddi boyutta değilken eroinin çok daha şiddetlidir.

Duyarlılaşma: Maddeye karşı tepkinin artmasıdır. Aşermeye benzer. Maddeyi bir ortamda kolayca fark eder ve ayrıştırır. Dikkatini çekmesindeki artıştır. Maddeye hızlı ve aralıklı olarak maruz kalmak duyarlılaşmayı arttırmaktadır. Yoksunluk belirtileri belirli bir süre sonra bitebiliyorken duyarlılaşma yıllarca devam edebilmektedir.

Bağımlılık Sürecinin Başlamasında Etkin Faktörler

 Kişi madde kötüye kullanım davranışını birçok faktör nedeniyle gerçekleştirebilir.

  • Kişinin yaşı,
  • Bulunduğu çevre,
  • Genetik yatkınlık,
  • Psikolojik nedenler,
  • Bilgi eksikliği,
  • Hobi eksikliği bunlardan birkaçını oluşturur.

Özellikle ergenlik dönemi, kişinin madde ile tanışması ve bağımlılık yolunda ilerlemesi için ciddi bir risk faktörüdür. Ergenlik döneminde kişinin yaşadığı hormonal ve fiziksel değişikliklerle beyin paralel ilerleyemediğinde tepkisel ve dürtüsel reaksiyon ortaya çıkar.

Kişinin genetik yatkınlığına baktığımızda dopamin D2 reseptörlerinin eksikliğinin etkilerini görebiliriz. Madde kötüye kullanımını ‘’ödül eksikliği sendromu’’ olarak açıkladığımızda: Dopamin D2 reseptörleri ödüllendirilmeye duyarlılıkla doğru orantılıdır. Dopaminerjik enerji azaldıkça ödüle ihtiyaç arar ve kişi bunu madde kullanımı ile karşılamaktadır.

Psikolog Tuğba UYSAL