Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ravmatik olaylara verilen yaygın tepkilerdir. Travmatik bir olaya maruz kalan kişiler haftalar veya aylar içinde iyileşebilir, ancak önemli bir alt grupta travma belirtileri yıllarca devam eder.

Tsunamiler ve depremler gibi doğal afetler, genellikle mağdurlar arasında yüksek bir travma sonrası stres bozukluğu prevalansı ile ilişkilendirilir. TSSB, Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nın beşinci baskısında, travmatik bir olaya maruz kalma veya tanık olma nedeniyle ortaya çıkabilen veya travmatik bir olayın ayrıntılarına tekrar tekrar maruz kalma yoluyla dolaylı olarak edinilebilen bir psikiyatrik bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdaki travmatik olaylara bir akraba veya yakın arkadaşın öldürülmesi veya travmatik bir olaya karışımaları gibi durumlar örnek verilebilir. TSSB’ye neden olan travmatik olay türleri, gerçek ölüm veya ölüm tehdidi, ciddi yaralanma veya cinsel şiddeti içerir. 

TSSB Semptomları

TSSB semptomları, sıkıntı veya sosyal ve/veya günlük işlevsellikte problemler yaratır, başka bir hastalığa veya ilaca bağlı değildir ve bir aydan fazla sürmelidir. TSSB semptomları yeniden deneyimleme, kaçınma, olumsuz biliş ve duygu değişiklikleri, aşırı uyarılmışlık olarak sıralanabilir. Yeniden deneyimleme, kişide travma oluşturan anıya ait çağrışımlar yaratabilecek uyaranlara karşı kişinin normalden fazla hassasiyet göstermesi durumu olarak tanımlanabilir. Bu durumda travmayı yaşamış birey kendisini hala o andaymış gibi hisseder, duygularını travma anılarından ayrıştıramaz. Bu anılar zihninde canlandığında, hatırlatıldığında ilk anda açığa çıkan travma tepkilerinin aynısını sergiler. Örneğin araba kazası geçirmiş bir kişi, olayın üstünden uzun bir zaman geçmiş olmasına rağmen evinde oturuken dışardan gelen bir korna sesini duyduğunda donma tepkisi gösterebilir. Yaşanan travmayla ilişkilendirilebilecek an, kişi ya da şeyler travma anındakine benzer tepkileri ortaya çıkarabilir. Kaçınma, bireylerin travma anını hatırlatan, o ana geri dönmelerini sağlayan her türlü durumdan kaçınmalarıdır. Düşüncelerden, duygulardan, yerlerden, kişilerden ya da nesnelerden kaçınılabilir. Bilinçsizce gerçekleştirilmez, kişiler bilinçli bir şekilde bu durumlardan kaçınırlar. Olumsuz biliş ve duygu değişiklikleri çeşitlilik gösterebilir. Kişiler travmaya dair anılarının belirli kısımlarını hatırlamayabilirler. Travma sonrasında kendilerine ya da dünyaya dair sahip oldukları görüşlerde olumsuzluklar oluşabilir. Artık dünyanın yaşanılmaz bir yer olduğunu ya da yaşamın her zaman tehlikeli olacağını düşünebilirler. Dünyayı suçlamanın yanında kişiler kendilerini de suçlayabilirler. Korku, utanç ve öfke gibi duygular yoğun olarak yaşanabilir. Aşırı uyarılmışlık ise ani duygu patlamaları ve aşırı davranışları içerebilir. Öfke patlamaları, saldırgan davranışlar, kendine zarar verme davranışları, uyku düzeninde bozulmalar ve irkilme tepkileri gibi davranışlar sergileneblir. 

Risk Faktörleri

Travmatik yaşantılar travma sonrası stres bozukluğuna sebebiyet verse de bu yaşantılara sahip kişilerin belirli özelliklere sahip olması TSSB’nin oluşma riskini arttırmaktadır. Travma öncesinde kişilerin halihazırda bir ruhsal bozukluğa sahip olması bu özelliklerden biridir. Daha önce de bir travma anısına sahip olma, eğitim ve ekonomik düzeyin düşüklüğü, kadın olma gibi özellikler riski arttırır. Travmanın şiddetliliği, olayın yaralanma ya da ölüm gibi fiziksel  yıkım içermesi, travmaya sebep olan kişinin ebeveynlerden biri olması ve travmaya sebep olan olayın kasten gerçekleştirilmesi de diğer risk faktörlerindendir. Bunların yanında travma sonrasında ya da travma öncesinde farketmeksizin kişilerin sosyal desteğe sahip olması TSSB’nin oluşması riskini azaltıcı faktörlerdendir. 

Psikolog Elif Betül YÜCEL

KAYNAKÇA

Altınöz, A.E. (2022). Travma ve Stresörlerle İlişkili Bozukluklar. Bilişsel Davranışçı Terapide Değerlendirme ve Yapılandırılmış Görüşme Eğitimi. 28 Şubat 2022. İstanbul.